Tarihi Kentler Birliği, yılın 2’nci buluşmasını Fatih Belediyesi ev sahipliğinde yaptı. TKB Fatih Buluşması, 1 Ekim Cumartesi günü Fatih Kültür Sanat Merkezinde düzenlenen açılış konuşmaları ve Meclis Toplantısıyla başladı.
Meclis toplantısında Bayburt Belediyesi, Atakum Belediyesi ve Küçükçekmece Belediyesi birliğin yeni üyeleri oldu. Fatih Buluşması, Sivil Mimari Kültürel Mirasımızın Korunması başlıklı panel ve TKB Kültürel Mirası Koruma Özendirme Yarışması Ödül Töreni ile devam etti. Katılımcılar, Zeyrek inceleme gezisiyle çalışmaları yerinde inceledi.
Hayrettin Güngör
TKB ve Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı
Tarihi Kentler Birliği, 469 üyesiyle ülkemizin tarihi kentlerini, beldelerini, mahallelerini koruma ve yaşatma konusunda önemli bir bilince sahip, kıymetli bir aile. Şuna inanıyoruz ki, geçmişimiz yoksa, geçmişi unutuyorsak geleceği de inşa edemeyiz. Birliğimizin bugüne gelmesine destek veren ÇEKÜL Vakfına ve Prof. Dr. Metin Sözen Hoca’mıza, uzmanlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. 22 yılda 120 toplantı düzenlemiş; 685 projeye hibe desteği vermişiz. Geçmişten Geleceğe Yerel Kimlik dergimiz 70’inci sayısına ulaşmış. Bunlar, bizim için son derece kıymetli.
Bu toplantımızı Fatih Belediyesinin ev sahipliğinde yapıyoruz. İstanbul, dünyanın incisi; tarihi varlıklarımızın, kültürel mirasımızın önemli bir kısmı da Fatih ilçesinde. Fatih Belediyesi, Tarihi Kentler Birliğine 2005 yılında üye oldu, 2006 yılındaki TKB Koruma Özendirme Yarışması Ödül Törenini de Fatih Belediyesinin ev sahipliğinde gerçekleştirdik ve bugün yine bu tarihi semtimizdeyiz. Yürütülen koruma ve yaşatma çalışmalarını yakından inceleme fırsatımız olacak.
Bir sloganımız var: “Kahramanmaraş’ta her 3 kişiden 4’ü ya şair ya da yazardır.” Türkiye’nin ilk edebiyat müzesi olan Yedi Güzel Adam Edebiyat Müzesini, Kahramanmaraş’ta kurduk. Kentimizin değerini uluslararası alanda duyurmak, tanıtmak için yoğun gayret sarf ediyoruz. Geçen yıl başladığımız UNESCO yolculuğumuzu yedek listede yer alarak sürdürüyoruz. Önümüzdeki süreçte Türkiye’den ilk defa bir kentimizi şiir ve edebiyat başlığında, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağına dâhil etmeyi hedefledik. Tarihi Kahramanmaraş Kalesinin restorasyonu, Kapalı Çarşı cephe iyileştirmesi, konaklarımızın restorasyonu gibi uygulamalarımızla koruma alanında çok yol aldık. 2001 yılından bu yana düzenlediğimiz Özendirme Yarışması tüm üyelerimizin koruma çabalarını duyurduğumuz, tanıttığımız önemli etkinliklerimizden biri. Koruma ve yaşatma alanındaki başarıyı desteklemek, takdir etmek çok önemli. Katılan ve ödül alan üyelerimizi kutlarım.
Fatih Belediye Başkanı
Tarihi Kentler Birliği, kentlerimizin korunmasında yerel yönetimlerin rolüne ve önemine vurgu yapan çok değerli çalışmalar yürütüyor. Avrupa’daki, hatta dünyadaki en büyük birliklerden biri. Yapılan toplantılar ortak aklın ortaya çıkmasına, kentlerimiz için gelip geçici değil, basiretli adımlar atılmasına vesile oluyor.
Belediyemiz, Tarihi Kentler Birliği Koruma Özendirme Yarışmasında Süreklilik Ödülüne değer bulundu. Büyük bir ekiple çalışıyoruz; arkadaşlarımı başarıları için tebrik ediyorum.
Medeniyetlere başkentlik etmiş tarihi Suriçi bölgesi, doğu-batı aksında Türkistan’dan Balkanlara, devasa bir coğrafyanın vitrinidir. İstanbul denince akla gelen silüet burasıdır, Fatih Suriçi’dir. İstanbul’da bulunan 34 bin 715 somut kültürel miras eserinin üçte biri Fatih’te yer alıyor. Bildiğiniz gibi, İstanbul UNESCO Dünya Miras Listesine 4 bölge olarak dâhil edildi ve bölgelerin tamamı da Suriçi’nde: Sultanahmet Kentsel Arkeolojik Sit Alanı, Süleymaniye Koruma Alanı, Zeyrek Koruma Alanı ve İstanbul Kara Surları Koruma Alanı. Suriçi’ndeki kültürel varlığın yüzde 54’ü sivil mimarlık örneğidir. Bu yapıların içinde bugün yaşamını konut veya iş yeri olarak sürdüren çok sayıda örnek var. Alandaki kültürel varlıkların yüzde 10’u çarşı ve hanlardan; yüzde 7,7’si su yapılarından; yüzde 6,3’ü dinî yapılardan oluşuyor. Çoğu açık, 50’nin üzerinde kilisemiz var.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinde tecrübeli bir ekipten kurulu olan Kültürel Miras Koruma Müdürlüğü bulunuyor. Biz de Fatih Belediyesinde bir Kültürel Miras Koruma Müdürlüğü kurmak istedik ancak ilçe belediyelerinin önünde yasal yönetmelikle ilgili sıkıntılar vardı. Çalıştık, bakanlığımızla görüştük; yönetmelik yapıldı, onaylandı ve ilk defa bir ilçede Kültürel Miras Koruma Müdürlüğü yasal olarak kuruldu. Bugün dinleyeceğimiz sunum, bu müdürlüğün yürüttüğü çalışmalar hakkında olacak.
Değerli dostlar, “kültürle planlamayı esas alıyoruz” diyoruz. Fatih’teki tüm oluşum ve dönüşümlerin kültürle gerçekleşmesini hedefliyoruz. Biz bu kenti tarihiyle, kültürüyle, somut ve somut olmayan kültürel değerleriyle koruyup yarına taşımayı hedefliyoruz. Tarihi Kentler Birliğine, başkanlarımıza, meclis üyesi arkadaşlarıma, ilçem adına tekrar hoş geldiniz diyorum.
TKB Danışma Kurulu Üyesi ve ÇEKÜL Vakfı Başkan Yardımcısı
Bugün İstanbul’dayız; Asya ile Avrupa’yı buluşturan, Karadeniz ve Marmara’yı birleştiren, birçok uygarlığa yurt olmuş bir kentteyiz. Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorlukları, kültür izleriyle İstanbul’da yaşamıştır. İşte bu büyük miras nedeniyle, 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine giren ilk kentimiz İstanbul olmuştur. Ama bundan sonra da listeden çıkarılmamak için neler yapmamız gerektiğini düşünmek ve bu fikirleri siyasetin önüne sunmak gibi bir görevimiz var.
İstanbul’daki yaklaşık 35 bin kültür varlığının yüzde 30’u Fatih’te yer alıyor, bunların da büyük çoğunluğunu sivil mimari örneği yapılar oluşturuyor. Diyebiliriz ki burası bir sivil mimarlık cenneti. Kayıtlara göre Fatih’te 6 bin 750 sivil mimarlık örneği var. 50 kentimizdeki sivil mimari yapıları aklınıza getirin, hepsini toplasak Fatih’teki zenginlik kadar sayısal büyüklüğe ulaşamıyor. Bu çok önemli bir zenginlik ve büyük bir sorumluluktur.
Fatih Belediyesi getirdiği projelerle iki yıldır ödül alıyor. Yaptığı uygulamalar TKB için sivil mimarlık mirasının korunması alanında bir model yaratabilir. Bugün burada çok şey öğreneceğiz ve kentimizde neler yapabileceğimize ilişkin referans noktalarına ulaşacağız. “Fatih Modeli” konaklarımızı, evlerimizi korumamıza yardımcı olacak bir rehberdir diye düşünüyoruz.
İstanbul veya Bursa’ya baktığınızda, kent silüetinde müthiş bir sivil mimari doku görülür. Ancak bu sivil mimarlık örneklerinin içinde bir de anıtsal yapılar yer alır. İki katmalı bir miras değeridir bu. Fatih’te de sivil mimariyle birlikte Mimar Sinan’ın büyük eserleri yer alıyor.
Mimar Sinan’ın hayatı hakkında, yayımlanmasında ÇEKÜL Vakfı kurucusu Prof. Dr. Metin Sözen’in de büyük çaba gösterdiği Tezkiret-ül Bünyan isimli müthiş bir eser vardır. O yapıtta Mimar Sinan diyor ki “dört sultan, beş hanım sultan, sekiz sadrazam için şu kadar eserler yaptım ve hepsiyle de iyi geçindim”. Aslında “iyi geçinme” belediyecilerin işidir. Bize düşen, Sinan’ın eserlerini, sivil mimarlık örneği yapıları korumaktır. Ancak sivil mimarlık örneklerini korumak zor bir iştir. Fatih Belediyesi, atölyeler kurarak yapılara can suyu vermiş, kurumsal yapı içinde yasaların, yönetmeliklerin hazırlanması için çalışmış.
Tarihi Kentler Birliği, kültürel mirasın korunmasında bir milattır. Üye belediyelerimiz, kendi bütçelerini yaratarak koruyor miraslarını. Biz de onlardan aldığımız güçle çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Fatih Belediyesi Kültürel Miras Koruma Müdürü
Yapılan envanter çalışmasına göre Fatih’teki 10 bin 520 kültür varlığının yüzde 54’ünü sivil mimarlık örnekleri oluşturuyor. Bunların yüzde 10’u ise Kapalı Çarşı ve Eminönü Hanlar Bölgesinde bulunan ticaret yapılarıdır. Çeşme, sebil, hamam gibi su yapıları yüzde 7,7’lik bir oranla üçüncü sırada yer alıyor. Sayıları az olmasına karşın kapladıkları alan nedeniyle ilk sırada olacağı düşünülen cami, mescit, kilise gibi dinî yapılar ise yüzde 6,3’lük bir oranla dördüncü sırada.
Tescilli yapılarımızdaki koruma ve yaşatma çalışmalarını dört bölüme ayırdık: Proje Çalışmaları, restorasyon çalışmaları, envanter ve yayın çalışmaları. Bu kapsamdaki ana başlıklarımız Yedikule Hisarı, Kapalıçarşı, çeşmeler, metruk durumdaki sivil mimarlık örnekleri, eğitim yapıları, arkeolojik alanlar ve tarihi mezarlıklar oldu. 2020 yılı sonunda başladığımız “Fatih’in Kültürel Miras Envanteri” projesi kapsamında, tescilli ve tescile değer nitelikte olan toplam 6 bin 700 adet sivil mimarlık örneği tespit ettik. 663’ü tescilli, 49’u tescile değer nitelikte olan toplam 713 adet sivil mimarlık yapısının metruk durumda olduğunu belirledik. Bunların 334’ünün rölövesinin bulunduğunu, 339’unun ise rölövesinin olmadığını saptadık.
Türkiye’nin gezilebilen ilk açık restorasyon şantiyesi olan Yedikule Hisarı, İstanbul’un çok katmanlı ve çok kültürlü yapısını gösteren en önemli anıtsal eserlerden biri. Restorasyon çalışmaları 2020 yılında başladı ve İstanbul Ticaret Odasının düzenlediği 140. Yıl Özel Ödüllerinde, Restorasyon Özel Ödülüne layık görüldü.
Bilinen en eski bankalardan olan Kapalıçarşı; aynı zamanda dünyanın en büyük ve en eski alışveriş merkezlerinden, en gizemli ve görkemli yapılarından biri. Cevahir ve Sandal Bedestenlerinin arasında kalan sokaklar birleştirildi ve üstlerinin örtülmesiyle genişleyerek günümüzdeki hâlini aldı. Çarşının koruma projeleri 2014-2020 yılları arasında, aşamalar hâlinde Fatih Belediyesi tarafından hazırlatıldı ve Koruma Kurulu onayı alındı. İstanbul Valiliğinin desteğiyle 2016-2019 yılları arasında çatı restorasyonu yapıldı, altyapı onarımı gerçekleştirildi. 2020-2022 yılları arasında hazırlanan güçlendirme, sokak kaplama, kalem işi uygulama projeleri Koruma Kurulunca onaylanmış ve uygulamasına başlanmıştır.
UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan İstanbul Kara Surlarının tarihi kimliğini vurgulamak amacıyla “Kara Surları Millet Bahçesi Projesini” hazırladık. Topkapı Kaleiçi Mevkisi ile Yedikule Hisarı arasında toplam 5 aşamadan oluşan proje doğrultusunda; sur koruma bandı içinde bulunan yapıların kaldırılıp açık kamusal alan olarak 3,5 km’lik hat boyunca, kesintisiz yaya ve bisiklet yollarına sahip bir yeşil alan oluşturmayı hedefliyoruz.
Anıt eserlerde ise Darüşşafaka Kütüphanesi Rekonstrüksiyonu, Muid Ahmet Efendi Medresesi Rekonstrüksiyonu, Arpa Emini Mescidi Rekonstrüksiyonu, Arkadius Sütunu Konservasyonu, Kasım Ağa Sıbyan Mektebi Restorasyonu, Hacı Ferhat Ağa Sıbyan Mektebi Restorasyonu yer alıyor.
Kâgir Yapı ve Eser Atölyemiz ise tarihi çeşmelerde, mezar alanlarında bakım-onarım çalışmalarına devam ediyor.
Molla Zeyrek Camisinin (Eski Pantakrator Manastırı) hemen yanı başında bulunan Zeyrek Akademi’de özellikle Suriçi İstanbul’unun somut ve somut olmayan kültürel mirasına dair eğitimler ve etkinlikler düzenleniyor.
Tarihi Zeyrek Mahallesi, İstanbul’un dördüncü tepesinde yer alır. Bizans Döneminde “manastırlar bölgesi” diye tanımlanan alan, İstanbul’un fethinden sonra eğitim alanı olarak kullanılmıştır. 1979 yılında koruma altına alınan bölgede Osmanlı Dönemi geleneksel konut dokusunu yansıtan ahşap yapıların varlığı, iki dönemin ruhunun kaynaştığı küçük ve özgün bir alan oluşturur. Alandaki 254 kültür varlığından 67’si kayıptır. Zeyrek Semti ve Cibali Mahallesinin bir bölümü, sahip olduğu tarihi ve dönem özelliklerini yansıtan mimari yapısının özgünlüğü nedeniyle 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine alınmıştır.
Kentsel Doku Özellikleri: Zeyrek; Atatürk Bulvarı ve Haliç‘ten başlayarak, 15 metreye ulaşan yüksek istinat duvarlarıyla Bizans Döneminden bugüne kadar yapılan çeşitli teraslamalar ve setler üzerindedir. Bölgeye özgün karakterini veren mimari dokunun ve yol strüktürünün oluşumunda topoğrafik özellikler ve eğim belirleyicidir. Yollar, eğim çizgilerine paralel veya setler arasında bağlantı kuran dik yokuşlar şeklindedir. İnişli çıkışlı, beklenmeyen dönüşlerle yön değiştiren, yer yer basamakların ve çıkmaz sokakların bulunduğu yol dokusu büyük ölçüde günümüze dek ulaşmıştır.
Özgün dokuda çoğunlukla ahşap sıra evler yer alırken, çoğu bugün mevcut olmamakla birlikte, konaklar da bulunmaktadır. 1930-1945 yılları arasında yapılan kâgir yapılarsa biçim ve boyut olarak ahşap evlerle uyumlu gelişmiştir. Geleneksel yapı elemanları kilise ve camiler hariç ahşaptan oluşmaktadır. 1920’lerden sonra bölgede kâgir yapılar artmıştır. Ahşap yapılar Parmaklık Sokak, Güllü Bahçe Sokak, Bıçakçı Çeşme Sokak ve Haydar Caddesinde; kâgir yapılarsa bölgenin güney ve batı kenarlarında yoğunlaşmıştır.
Tarihi Gelişim ve Sosyal Yapı: Zeyrek, adını Fatih Sultan Mehmet tarafından Pantokrator Kilisesinin medreseye çevrilerek yönetimi kendisine verilen baş müderrisi Molla Zeyrek’ten almıştır. Bizans’ın ilk dönemlerinde manastırların yer aldığı bölge, topoğrafik özellikleri nedeniyle tarih boyunca konut yerleşimi olma özelliği göstermiştir. I. Constantinus döneminde Havariyun Kilisesi çevresinde yaptırılan küçüklü büyüklü çok sayıda kilise ve manastırlarla, kent içinde dinsel alan olma özelliği gösterir. 12. yüzyıldan sonra İmparator Mezarlığı olma işlevi yüklenen Pantokrator Kilisesi 1462-1470 yılları arasında, Fatih Külliyesinin yapılmasıyla camiye dönüştürülmüştür. Zeyrek Dünya Miras Alanı ve çevresinde 519 tescilli kültür varlığı bulunmaktadır. Bu yapıların yüzde 60’ını sivil mimarlık örneği yapılar oluşturmaktadır.
1.etap çalışmaları kapsamında; Zeyrek, Cibali ve çevresinde bulunan 20 yapının cephe onarımını tamamladık. 2. etap çalışmalarında ise onarıma ihtiyacı olan 55 sivil mimarlık örneğini 2022 yılı yatırım programına dâhil ettik.
Geleneksel Ahşap Yapı Atölyesinin yaptığı basit bakım onarım işleri kapsamında yapıların cephelerinde bulunan çürümüş ahşap taşıyıcı elemanlar, kaplamalar özgün detaylarına uygun olarak atölyede yeniden imal edildi ve montajlandı. Özgün kapı ve pencere doğramaları korunarak, çürüyen doğramaların onarımı ve yeniden yapımı gerçekleştirildi. Cepheler, mahalle dokusuna uygun renklerde ve su bazlı ahşap boyasıyla boyandı. Bu çalışmalarla ahşap sivil mimarlık örneklerinin sürdürülebilir koruma yaklaşımıyla korunarak gelecek nesillere aktarılması hedeflendi.
Sivil mimarlık örnekleri envanter çalışması yaparken, yapıda yaşayan komşularımız hakkında da temel bilgiler elde etmeye çalıştık.