KÜLTÜREL MİRASIMIZ YENİ ANAYASA İÇİN ÖNCELİKLİ OLMALI

31 Ağustos – 2 Eylül 2007 tarihleri arasında Şanlıurfa’da toplanan Tarihi Kentler Birliği, 1 Eylül 2007 tarihinde Vali Kemal Gazezoğlu Kültür Merkezi’nde olağan genel kurul toplantısını gerçekleştirmiş ve TKB Meclisi, aşağıda belirtilen konuları kamuoyu ile paylaşmayı kararlaştırmıştır.

2000 yılında 50’yi aşkın belediyenin katılımıyla kurulan ve bugün üye sayısı 228’e ulaşan Tarihi Kentler Birliği Meclisi, her şeyden önce, yaklaşık 500 kişilik katılımla gerçekleşen Şanlıurfa Buluşması’na güler yüzle ve kusursuz ev sahipliği yapan Şanlıurfa Belediye Başkanı A. Eşref Fakıbaba ile çalışma arkadaşlarını, içtenlikleri ve emekleri için takdir ve teşekkür duygularıyla anmaktadır.

TKB Meclisi, yaklaşık 12.500 yıllık bir uygarlık mirasına sahip topraklar üzerinde gerçekleşen buluşmada, yeni T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay’ın makamında henüz 24. saatini doldurmadan toplantımıza katılmış olmasını sevinçle karşılamıştır. Bu katılım ülkemizin doğa, tarih ve kültür varlıklarının korunup geliştirilmesi çalışmalarında, T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı ile daha güçlü bir işbirliği ve güç birliği geliştirileceği inancını doğurmaktadır.

Sağlıklı ve sürdürülebilir koruma politikaları için yerel örgütlenmenin, yerel eğitimin ve bilinçlendirmenin önemine inanan TKB Meclisi, ÇEKÜL Vakfı tarafından gerçekleştirilen “Kentler Çocuklarındır Kültürel Eğitim Programı”na üyelerinin katılmalarını ve olanakları doğrultusunda desteklemelerini kararlaştırmıştır. Genç kuşakları da aramıza katarak genişletilen doğa, tarih, kültür ve kentsel varlıkları koruma, kentlilik bilinci oluşturma çalışmalarının her yaştan yurttaşımızı kapsayacak boyutta genişletilmesi, ortak umudumuzu oluşturmaktadır.

Nitekim Şanlıurfa Belediyesi’nin imardan sorumlu birimlerinin “Koruma Amaçlı İmar Müdürlüğü” adı altında faaliyet göstermesi, tarihi doku içindeki imar çalışmalarında yerel malzemeye öncelik tanınarak beton ve briket gibi malzemelere yasaklar getirilmiş olması, bu umudumuzun bir başka kaynağıdır. TKB buluşması katılımcıları, Şanlıurfa Belediyesi’ndeki bu girişimlerin tüm üye belediyelerce de örnek alınmasını dilemektedirler.

Benzer şekilde Şanlıurfa’daki gerek tarihsel somut mirasımızın özenle korunup geliştirilmesi; gerekse de “somut olmayan miras”a ait değerlerin, geleneklerin, aynı canlılıkla sürdürülüyor olması Türkiye için gerçek bir başarı örneğidir. Meclisimiz bu başarıda, Valilik ve Belediye gibi yerel yönetimlerin güçlü öncülüklerini; Üniversite ve Sivil Toplum Örgütlerinin yürekten katılımlarını takdirle anar.

Bu gözlemlerle Şanlıurfa içinde ve çevresinde yapılan gezilerde insanlık tarihi için ne denli özel ve görkemli birikimlerin sahibi olduğumuz bir kez daha anlaşılmıştır. Göbeklitepe Kazı Alanı’nın inanç tarihine sağladığı derinlik ve bilgiler, sadece Anadolu tarihini değil, insanlık tarihinin akışını değiştirecek niteliktedir. Bu nedenle yaşıtı pek çok yerleşme zaman içinde yok olmuşken, Şanlıurfa’nın üç semavi dinin önemli izlerini de koruyarak 4 bin yıldır yaşıyor ve insanla şenleniyor olması rastlantı sayılamaz.

Şanlıurfa Buluşması bir kez daha göstermiştir ki; ülkemizin sahip olduğu zengin miras birbirinden ayrı parçalar olarak algılanmamalıdır. Bu algıdan esinlenen yönetim ve kurumlaşma yapıları tartışılmalıdır. Bütüncül ve yerinden çözüm ihtiyacı için yerel yönetimlerin olanakları yeniden değerlendirilmelidir. Uzmanlıkları ciddiye alarak kamu-yerel- sivil ve özel güçlerin işbirliğini öncelikli politika haline getirmek doğa, tarih ve kültür varlıklarının korunmasında yeni kazanımların önünü açacaktır. Gerek havza bazında gerekse kentsel ölçekteki gelişmelerin de bu “ortak akla” ve binlerce yıldır sahip olduğumuz seçkin mirasa dayanarak gerçekleştirilmesi, gelecek kuşaklar için artık ertelenmez bir görevdir.

Bu anımsama, yeni bir “anayasa” tartışmasının yapıldığı bugünlerde daha da anlamlıdır. TKB Meclisi, toplumumuzun temel varlığını ve dirliğini oluşturan kültürel mirasımızın hazırlanmakta olan yeni anayasamızda özel bir güvenceye kavuşturulacağına ve böylece geleceğin anayasasına da güç sağlayacağına; daha özgür, daha adil ve daha uygar bir toplumsal yapının temellerini oluşturacağına olan güçlü inancını belirtir.

Türkiye’nin anayasası, öncelikle Atatürk ilkelerinin ve cumhuriyetin temel değerlerinin sonsuza dek yaşatılmasıyla birlikte; aynı ilke ve değerlerin güç ve ilham aldıkları Anadolu uygarlıklarının zengin kültürel birikimlerinin de çağdaşlığın kimlik kaynakları olarak gözetilip yaşatılmasını esas almalıdır.

Ulu Önderimizin, “Türkiye Cumhuriyeti’nin Temeli Kültürdür” sözü de anayasanın temel ilkeleriyle birlikte ruhunda da yer almalıdır.

TKB, anayasa çalışmalarına, bu yöndeki deneyim ve birikimleriyle gereken katkıları yapmaya hazırdır.

Saygılarımızla kamuoyuna duyurulur.