Rusya’nın ikinci, Avrupa’nın beşinci büyük kenti St. Petersburg, Tarihi Kentler Birliği’ne üye 117 belediye başkanını misafir etti. TKB Alanya Buluşması’nın hemen ardından yapılan inceleme gezisi üç gün sürdü. Geziye TKB ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki,  ÇEKÜL Vakfı ve TKB Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, TKB Danışma Kurulu üyeleri ve TKB Encümen üyeleriyle birlikte 163 kişi katıldı.

“Avrupa’ya Açılan Kapı”

Neva Nehri’nin ve kollarının kentin içinden geçtiği bunun için “Kuzey’in Venedik’i” olarak bilinen Petersburg, küçük köprüleri, Çarlık dönemi mimari yapıları, müzeleri, geniş bulvarları, her köşe başındaki heykelleri, korunmuş tarihi yapıları, çiçeklerle süslenmiş sokaklarıyla gidenlerin dünyanın en güzel kentlerinden biri olarak tanımladığı bir kent.

Moskova nasıl Rusya’nın doğu kenti olarak bilinirse, Petersburg’da ülkenin “Avrupa’ya açılan kapısı” olarak tanımlanmış ve  Baltık Denizi’nin bir kolu olması nedeniyle Pushkin tarafından Avrupa’daki Pencere olarak adlandırılmış.

Tarihi Kentler Birliği üyeleri, yakın tarihte büyük bir savaş sonrası yeniden inşa edilen bu kenti tanımak ve incelemek için St. Peterburg’un önemli yapılarını, müzelerini, caddelerini gezdi. Gezinin ilk günü, St. Petersburg Türkiye Başkonsolosu Mehmet Çınar TKB üyelerini karşıladı ve kent hakkında bilgiler verdi. Ardından üç gün sürecek yoğun gezi programı başladı.

Dünyanın en büyük kubbeli yapılarından biri olan St Isaac Katedrali ile başlayan gezi, Peter & Paul Katedrali ile devam etti. 1881 yılında yapımına başlanan ve beş yüz bin kişinin çalışarak kırk yıl da tamamladığı yapı, Rusya’nın en büyük katedrali.


Geziye Yusupov Palace ile devam eden TKB üyeleri, 18. yüzyıl mimarisinin önemli örneklerinden birisi olan sarayı inceleyerek, günümüzde festivallere ev sahipliği yapan bir kültür merkezine nasıl dönüştüğünün hikâyesini dinledi. Nevsky Prospect ve Avrora çevresi gezinin ardından ise dünyanın en büyük sanat koleksiyonunu barındıran Hermitage Müzesi gezildi. Beş binada oluşan müze, Çariçe için kışlık saray olarak 1754 yılında inşa edilmiş. “İnziva yeri” anlamına gelen ve Fransızca olan Hermitage Müzesinde, üç milyona yakın eser bulunuyor. Tarihi Kentler Birliği üyeleri, Neva Nehri ve Kanal’ını Kapsayan tekne turu ile kente farklı bir açıdan bakarak, gelişim şeklini inceleme fırsatı buldu. Gezi programında yer alan Catherine Sarayı da St. Petersburg gezisinin tarihi ve mimarisiyle önemli alanlarından biriydi. 

TKB üyesi belediye başkanlarından gezi notları:

Bataklık üzerine kurulan kent planlanırken öncelikle bir master planının oluşturulması, geniş trafik akslarının hazırlanması, kentin trafik sorununun en başından çözülmesini sağlamıştır. Bina yükseklikleri birbirleriyle yarışır durumda değil uyum içerindedir. Yeni yapılar eski yapıları ezmeden ve tarihi dokuya uyumlu mimari tasarımlarla yapılmıştır. Tabela kirliliğinin olmaması, tarihi dokunun kolay algılanmasını sağlamıştır. Kentlilik bilinci üst seviyededir ve çevre temizliği kentlilerin dikkati, sorumlu davranışlarıyla idealdir. Kaldırımlar geniş ve olabildiğince yol seviyesine yakın yapılmıştır.

Yağmur çok olduğu için binaların yağmur suyu tahliye boru ve olukları olabildiğince geniş seçilmiştir. Yağmur tahliye borularının kaldırımla buluştuğu yerde suyun duvara gidişini engelleyen profilli taşlar kullanılmıştır.Yağmur suları yollardaki giderlerden tahliye edildiği için yollar nizamlı bir biçimde balık sırtı formunda yapılmış ve böylece suyun birikmesi engellenmiştir. 2. Dünya savaşı sırasında yok olan ve yıpranan yapıları, ayağa kaldırmayı başarmışlar. Savaş sırasında, olası bir yağmadan veya tahribattan korumak için eserleri kanallara atmışlar, savaş bitince tekrar çıkarıp yerlerine almışlardır. Bu bilince sahip olmaları kentin kimliğinin yok olmamasına neden olmuştur. Şehrin ana caddeleri muhakkak bir anıt eseri veya yapıyı görmektedir. Bu da kentin algılanmasını kolaylaştırmıştır. Hemen her mahallede enstitü diyebileceğimiz eğitim kurumları mevcuttur. Buralarda çocuklara ücretsiz olarak güzel sanatlar eğitimi verilmektedir.