Tarihi Kentler Birliğinin 23-24 Mart tarihlerinde düzenlediği, yılın ilk Bölge Toplantısı “Yerel Yönetimlerde Yeni Yaklaşımlar ve Ayvalık Örneği” başlığı altında Ayvalık’ta gerçekleştirildi. Toplantı, 23 Mart akşamı Sarımsaklı Musho Hotel’de düzenlenen açılış töreniyle başladı.
Ayvalık tanıtım filminin gösterildiği açılış töreni, yöreye özgü halk oyunları ve Zeytin Çekirdekleri Müzik Topluluğunun mini konseriyle devam etti. Tamamı Ayvalık’ın köy ve merkezinde yaşayan çocuklardan kurulu olan Zeytin Çekirdekleri Müzik Topluluğu, 23 Nisan’da Paris Büyükelçiliğinin davetlisi olarak Paris’te bir konser verecek; UNESCO’yu ziyaret edecek.
Bölge Toplantısının açılışı; Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Deniz, Ayvalık Kaymakamı Gökhan Görgülüarslan, Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu ve ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Yalçın Kurt’un konuşmalarıyla yapıldı. Konuşmalarında Rahmi Gençer, Ayvalık’ın UNESCO Kültür Mirası Listesine hazırlık sürecini anlattı. Hüseyin Deniz, katılımcılara kentin tarihçesini aktarırken; kentin tabiat ve SİT alanlarıyla tescilli yapıları hakkında bilgi veren Ayvalık Kaymakamı Gökhan Görgülüarslan da, Ayvalık’ın Safranbolu gibi kültürel miras niteliği yüksek bir kent olduğunu vurgulayarak, güç birliği yapmak gereğinin altını çizdi. Bir kıyı kenti olan Ayvalık’ta komşuluk ilişkilerinin, kültürlerarası ilişkilerin dikkate değer olduğunu belirten Prof. Dr. Metin Sözen, Ayvalık örneğinden yola çıkarak dünya barışının altını çizdi. Açılış konuşmaları, Yalçın Kurt’un konuşması ile son buldu. Yalçın Kurt, geçici listeye giren Ayvalık’ın UNESCO Kültür Mirası Listesinde yer alması gerektiğini vurgulayarak, çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti.
PANEL: “Yerel Yönetimlerde Yeni Yaklaşımlar ve Ayvalık Örneği”
24 Mart’ta Halil Başyazgan Cumhuriyet Kültür Merkezinde düzenlenen “Yerel Yönetimlerde Yeni Yaklaşımlar ve Ayvalık Örneği” konulu panel; Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Zekai Kafaoğlu ve Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı’nın açılış konuşmalarıyla başladı. Zekai Kafaoğlu, kültürel ve doğal mirası korumanın insanın öncelikli görevi olduğunu belirtirken; Ersin Yazıcı, konuşmasında kentin, tarihi kent dokusuna zarar vermeden gelişmesi gerektiğini söyleyerek, Avrupa kentlerinden örnekler verdi.
Rahmi Gençer, Ayvalık Belediye Başkanı
Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer, panel kapsamında yaptığı “Kıyı Kenti Ayvalık’ta Doğal-Kültürel Mirasın Korunması” başlıklı konuşmasında Ayvalık’ın kültürel mirasını, yaşayan yapılarıyla örnekledi ancak doğal mirasa özel bir vurgu yaptı: “Biz, Ayvalık’ta çok güzel bir doğaya sahibiz. Sulak alanlarımız var; bu alanların bir kısmına dolgu yapılmaya çalışılıyor. Söz konusu sulak alanlar, hayvanların göç güzergâhı üzerinde bulunuyor. Göç eden kuşlar binlerce, on binlerce, milyonlarca yıldır aynı düzende hareket ediyor. Söz gelimi buradan geçtikleri zaman geçici olarak sulak alanlar üzerinde yaşıyor ve sonra yollarına devam ediyor. Eğer sulak alanları doldurursak, kuşların yaşam alışkanlıklarına, düzenlerine ve haklarına müdahale etmiş oluruz.
Yerleşik yaşamın 1500’lü yıllara dayandığı Ayvalık, bu tarihten çok önce, Helenistik döneminde de uygarlıklara ev sahipliği yapmış bir kent. 1700’lerin ortasında ticarete başlayan Ayvalık, 19. yüzyılda en şaaşalı dönemini yaşamış; kentte bu dönemde 7 konsolosluk ve birçok ticarethane bulunduğunu, sanayisinin giderek geliştiğini biliyoruz. 1410’a tarihlenen ve bugün hâlâ ibadete açık olan Kadı Camisi; 1490’larda yapılmış olan Hacı Bayram Camisi; Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilen Taksiyarhis Anıt Müzesi, açılışını bugün yapacağımız ve Ayvalık Belediyesinin desteği ile Ömer ve Suzan Özyiğit ile gönüllüler tarafından restore edilen, Ortodoksların kutsal su mekânı olan Panagia Phaneromeni Ayvalık Ayazması gibi pek çok tarihi değerine sahip çıkıyoruz. Ancak Ayvalık’ın eksikleri de var maalesef. Kentin alt yapısını; kanalizasyon, su, yağmur suyu ve drenaj sorununu el birliğiyle çözebilirsek, bu kent dünya çapında bir kent olacaktır.
Ayvalık’ta 2006 adet tescilli yapı var. Türkiye’de bütünlüğünü koruyarak günümüze ulaşmış bu sayıda yapıyı birarada bulunduran başka bir yer yok. Bu yapıları korumak, onlara işlev vermek zorundayız. Biz, bu bilgiler ışığında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine girebilmek için başvuruda bulunduk ve geçici listeye alındık. Ayvalık’ta Doç. Dr. Serhan Ada’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen çalıştaydan çıkan kararla, UNESCO’ya ‘endüstriyel peyzaj’ başlığı altında başvuru yapıldı. Şimdi hedefimiz, kuşkusuz, UNESCO Kültür Mirası Listesine girmek.
Ayvalık’ın bir diğer önemli özelliği de tarımla turizmi buluşturmasıdır. Ayvalık’ın doğal sit alanlarının sit derecelerinin düşürülmemesi, zeytin ağaçlarının korunması bizim en büyük çabamız. Bu kenti, tüm değerleriyle hep birlikte koruyacağız.”
Alp Arısoy, ÇEKÜL Kent Çalışmaları Koordinatörü, mimar
“Yasallaşma Sürecindeki Kentsel Tasarım Rehberlerinin Oluşturulmasında Temel Noktalar” başlıklı konuşmasında, ÇEKÜL Vakfı Kent Çalışmaları Koordinatörü, mimar Alp Arısoy giderek daha fazla gündeme gelen kentsel tasarım rehberlerinin temel kavramları ve içeriği hakkında bilgi verdi. Alp Arısoy, konuşmasına Kentsel Tasarım Rehberlerini tanıtarak başladı: “Kentsel Tasarım Rehberi, bir alanın sosyal, kültürel ve çevresel özelliklerini göz önünde bulunduran, belirli bir bakış geliştiren; kaliteli, kimlikli ve sağlıklı kent gelişimini amaçlayan tasarım ilkeleri bütünü olarak tanımlanır. Kentlere yapılacak müdahalelerle ilgili bir reçeteye benzetilen tasarım rehberi, alt yapı çalışmalarından bina cephelerine, kentlerdeki tüm çalışma alanlarında önceden belirlenmiş bir model sunmayı amaç edinir. Bunun için kentlerde bütüncül bir senaryo hazırlanır.” Arısoy, kentsel tasarım rehberinin uygulanmasıyla ilgili ÇEKÜL’ün Kadıköy’de yürüttüğü bir çalışmayı da örnekledi.
Prof. Dr. Necmi Karul, İstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalı, Öğretim Üyesi
ÇEKÜL Akademi eğitmeni Prof. Dr. Necmi Karul, “Arkeolojik Alanlarda Yeni Denemeler: Arkeoparklar” başlıklı konuşmasında, Aktopraklık’ta sürdürdükleri uygulama örneğinden yola çıkarak, sanayileşmiş bölgelerde arkeolojik çalışmaların sürdürülmesinin mümkün olduğunu belirtti ve arkeoparkların kent dokusu içindeki önemini vurguladı: “Gözümüzün önünde olan, anıtsal ve herkesi davet eden yüksek niteliklere sahip kentlere kıyasla, çekiciliği bulunmayan bir alanı da kentin tarihi dokusunu içine kazandırmanın önemine değinmek istiyorum. Biz Ulubat Gölünün hemen doğu kısmında, Bursa kent merkezine yaklaşık 20 km mesafedeki Aktopraklık arkeolojik alanında çalışıyoruz. Bir taraftan doğanın içinde ama diğer yandan bir sanayi bölgesinin kenarındayız. Burada bulunma sebebimiz, bölgedeki kültürel gelişimi, yani arkeolojik boyutu anlamak. Bunun için doğal çevrede bir zaman yolculuğu kurguladık. Çünkü kenti bugünden değil, geçmiş yaşantıdan anlamanın mümkün olduğunu varsayıyoruz. Bu noktada arkeolojik kazı alanı çalışmalarında uzun vadeli, sürdürülebilir bir kültür sektörü projesini öneriyoruz.”
Toplantı Prof. Dr. Metin Sözen’in genel değerlendirme ve Yalçın Kurt’un kapanış konuşmasıyla son buldu.
Prof. Dr. Metin Sözen, ÇEKÜL Vakfı ve TKB Danışma Kurulu Başkanı
Tarihi Kentler Birliği, belediye başkanlarının kültür öncelikli kentlerin başkanlığını üstlendiklerini anlamalarını, bu bilince varmalarını; sorumlulukların sadece kendilerinde değil, paydaşların ortaklığında olduğunu görmelerini sağladı. Bu büyük dönüşüm, bir gün kâğıda dökülecek. Türkiye’nin gündeminde pek çok şey var, evet ama öncelikli gündem konumuz, kimliğimizdir. Kültürel değerleri bilmek, tanımak esas konumuzdur. Kimlikli bir yurttaş ve kimlikli bir dünyalı olmak gerekiyor. Bu noktada kabul etmek gerekiyor ki, bu büyük sorumluluğun tüm yükünü tek başına Kültür ve Turizm Bakanlığına yükleyemeyiz. Bu, tüm bakanlıkların ortak sorunu ve sorumluluğudur. Bütün belediye başkanları, bütün kaymakamlar, tüm yurttaşlar birarada koruma ve yaşatma mücadelesini vermeliyiz.
Tarihin değerlerini korumak ve yaşatmak, bir süreklilik projesidir. Bu noktada tarafların her birinin mirası, ortak miras olarak görmesi gerekiyor. Aktopraklık, bunun bir örneği. Yani, beraberliğin getirdiği gücü kullanmak ve dayanışmak zorundayız. Bu dayanışmanın yaratılabilmesinin yolu da, geçmişi bilmekten, geçmiş uygarlıkların bize bıraktığı mirası tanımak ve anlamaktan geçiyor. Biradalık, kilit bir ihtiyaç günümüzde. Biz, TKB ile yola çıktığımızda yerel yönetimler “kültür öncelikli gelecek” söyleminin kendilerine engel olacağını, bir daha seçilemeyeceklerini düşünüyordu. Geldiğimiz nokta öyle olmadı; halk, yaşadığı ortama saygılı bir belediyecilik istiyor. Bugün 450’yi aşkın tarihi kentle birlikte yola devam ediyoruz. 18 yılda pek çok çalışma yaptık. 268 müze açıldı. Şimdi, ÇEKÜL Vakfında bir müze envanteri çıkarıyoruz. Kentlerin tüm evraklarını topladık bu süreçte; Türkiye’nin kentlerindeki yaşamına ait ne varsa, ÇEKÜL Vakfı olarak topladık. Envantersiz kent bırakmadık, diyebilirim. Kent müzeleri, halk için çok önemli, çünkü kendini, kendi geçmişini, kendi malını görüyor orada. Bu dayanışma ile kent müzelerinin sayısı daha da artacak. Yani biz, geçmişimizi bilen kimlikli bir toplumun mücadelesi içindeyiz.
Yalçın Kurt, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü
Ayvalık, muhteşem bir zenginliğe sahip. Bir taraftan Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, bir yandan korumanın omurgası olan belediyeler biraraya gelerek ortak bir eylem planı oluşturmalı. Bu eylem planı yapılırsa, çok kısa bir zaman içinde tüm kentlerimiz ayağa kalkacak. Bunun güzel bir örneği, Gaziantep. Gaziantep, bugün kültür ekonomisi ile kazanıyor. Biz, milli gelire oranla, kültürel mirasa en çok kaynak ayıran ülkeyiz. Ayvalık da UNESCO Kültür Mirası Listesine girmeli. Tüm çabamız bu yönde.
Ayvalık’ın tarihi dokusu incelendi
TKB Ayvalık Bölge Toplantısı kent gezisiyle son buldu. Gezi kapsamında Ayazma, Hayrettin Paşa Camisi, Aya Triada Kilisesi, Çınarlı Camisi, Cunda Adasında bulunan Necdet Kent Kütüphanesi ile Alibey Taksiyarhis Müzesine gidildi.