Kültür Bakanlığı’nın 2007 Kültür ve Sanat Büyük Ödülü dün (18 Ocak 2008) Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde düzenlenen törende Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Prof. Metin Sözen’e verildi.


Törenden kısa canlı görüntüler: [1] [2] [3] [4] [5]

Sahnede “Devlet Çok Sesli Korosu”nun yeraldığı Tören, saat 17.00’de saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Kültür ve Turizm Bakanı Bakanı Ertuğrul Günay’ın evsahipliğini yaptığı Tören’e Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Köksal Toptan, TBMM Eski Başkanı Bülent Arınç, Tarihi Kentler Birliği Başkanı Mehmet Özhaseki, Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu ve üyeleri, Anadolu’nun dört bir yanından gelen ÇEKÜL Vakfı mensupları, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Arsın Aydınuraz, çok sayıda sanatçı ve Metin Sözen’in dost ve yakınları katıldı. “Devlet Çok Sesli Korosu” Carl Off’un “Carmina Burana”sı ile başladığı Konser’i, Metin Sözen’in çalışmalarından kesitleri içeren kısa bir belgesel gösterimi izledi.

Daha sonra Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 2007 Kültür Büyük Ödülü’nün kültürel mirası koruma, kullanma, yaşatma amaçlı başarılı proje ve uygulamalardaki üstün gayret ve çalışmaları dolayısıyla Prof. Sözen’e verildiğini açıkladı ve “bu kararın alınmasında asıl belirleyici olan Sayın Sözen’in kültür alanımız içinde hem yurtiçinde hem de yurtdışındaki örnek, öncü ve önder kişiliğidir dedi. Bakan Günay, “bu kararın ne kadar isabetli olduğunu, bir  kere de bu kararı açıkladığımız günden bu güne kadar gerek basında yer alan gerekse bize gelen çok olumlu tepkiler de doğrulamıştır” diyerek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ve Prof. Sözen’i ödülü vermek ve almak üzere sahneye davet etti.

Cumhurbaşkanı Gül, ödülü verirken yaptığı konuşmasına Gül, Prof. Dr. Sözen’i ve onu ödüle değer bulan Değerlendirme Kurulu’nu tebrik ederek başladı ve “Hem tarihi eserlerimize sahip çıkma, hem de yeni yerleşim birimleri, şehirlerimizi, caddelerimizi kurarken aynı estetik, güzellik, zarafet içerisinde de yeni bir akımın başlayacağını ümit ediyorum. En büyük arzum bunun yeni bir bilinci oluşturması bir taraftan eski eserlere sahip çıkarken yeni kurduklarımızın da ileride övünülecek şekilde güzel estetik ve şirin olması dedi.

Ödülü aldıktan sonra, uzun alkışlar arasında mikrofona gelen Prof. Dr. Metin Sözen bir “bu ülkenin topraklarının sahibi olarak almayı bir onur öğesi” değerlendirdiği bu ödülün “Cumhuriyet Türkiye’sini en iyi yerlere taşıma konusunda büyük önem taşıdığı”nı vurgulayarak söze başladı. İnsanlar ve toplumların bir araya gelmelerinin Türkiye’nin gelecek umudu olduğunu belirten Prof. Dr. Sözen, Cumhuriyet’in temel ilkelerinin korunması ve Anayasa konusunda kısa fakat çarpıcı mesajlar verdi.

Sözen, “Türkiye Anayasası doğru yazılacaksa birinci maddesi ‘Türkiye bir kültür ülkesidir’ olmalıdır. Bu kültürün her kuşak tarafından paylaşılması gerekir. Bu maddeyi sadece konulmuş olsun diye değil, Anayasa’ya içini uygarlık tarihinin yazıldığı büyüklükteki bir ülkenin baştacı ve geleceği için koyacağız” dedi.

Sözen, “toprakların altındaki ve üstündeki eserlerin diri kalması, bilimsel verilere göre onarılması ve yaşatılması için gerekli yasal düzenlemelerin de yapılmasını” istedi ve “kültürel alanda en önemli çalışmalardan sorumlu olduğu halde bütçeden ayrılan payı, bu büyüklüğe uygun olmayan Kültür Bakanlığı kaynaklarının artırılması için de birlikte çalışılacağını” vurguladı. Kaynak konusunda “para”nın o kadar da önemli olmadığını, aslolanın “bilgi, yürek ve dürüstlük” olduğuna da dikkat çekti. Tarihi Kentler Birliği’nin bu bağlamda ülke için yaptığı çalışmalara sözü getiren Sözen, -salondaki TKB üyelerini kasderek- sözlerine şöyle devam etti:

“Burada gördüğünüz her insan, bulunduğu kenti diri tutmak için seçilmiş yerel yöneticilerdir. Onlar Tarihi Kentler Birliği’nde zeki ve Kayseri’li olduğu için çalışkan, Mehmet Özhaseki’nin etrafında bu ülkeyi yeniden farklı bir yere taşımak için buradadırlar”.

Prof. Dr. Metin Sözen daha sonra şunları söyledi:

“Bir ödül töreni deyip geçmeyelim. Bu törenlerde insanlar geçmişi anımsamalıdırlar. Dünü ortaya koyup, gelecek umutlarını büyütmelidirler. Bu anlamda ben de umutluyum. Sevgili Kültür Bakanımızın göreve geldiği ilk günden başlayarak, Anadolu’yu kavrayacak şekilde dolaşması bana ilk mutluluğu vermiştir. Topraklarını öğrenmeden koltuğa oturan bir bakanın, önüne konulanlar ile düşündüğü arasında sıkışıp kaldığını çok gördüm. Ama topraklarına bağlı olarak her yere girip çıkan, insanların yüzüne bakabilen, sorularına cevap arayan bir çalışma sisteminin, yani masadan kalkıp, alana gitmenin, bu ülkeye çok katkılar sağlayabileceğine inanıyorum…

Güzel bir söz vardır; gölge oyununda: ‘Geldik ve gidiyoruz!’

Kültür Bakanlığımızı, aydınlık kadroların öncüsü olarak görüyor, arkasında duracağımızı söylüyorum!

Saygılarımla”…

Tören alkışlar arasında böyle sona erdi…