Genel Bilgilendirme Erdoğan BİLENSER – TKB Başkanı
TEMATİK AÇIKLAMALAR:
Soldan sağa: Prof.Dr. Ruşen Keleş, Kayhan Kavas, Yücel Gürsel…
Tarihi Kentler Birliği ve Avrupa Ortak Miras Yaklaşımları- Prof. Dr. Ruşen KELEŞ (TKB Danışma Kurulu Üyesi)
Prof. Dr. Ruşen Keleş, “TKB ve Avrupa Ortak Miras Yaklaşımları” başlıklı açıklamasında önce tanımlara yer verdi. “Ortak Miras”ın teoride bir “kamu emaneti” (“public trust”) sayıldığını belirten Prof. Keleş, “Bu emaneti 1950’den sonra tam bir mirasyedi gibi kullandık” dedi. Brundtland Raporu’nda, ulusların ortak mirastan yararlanma hakkı olduğunun belirtildiğini, artık insan hakları arasında yerini almış bulunan “çevre hakkı”nın öznesinin “diğer canlılar ve hatta cansız çevre”ye kadar genişlemiş bulunduğuna dikkat çekti. “Nehrin akışını engelleme, o kimsenin malı değildir” diyen Çiçero’ya gönderme yaparak, ortak mirasın korunmasına da değinen Prof. Keleş, “tarihi mirasın değerinin onun kıtlığı, yerine yenisinin koyulamazlığından kaynaklandığını, ortak mirasın bu nedenle korunması gerektiğini belirtti.
Peki, korumanın öznesi kimdi? Prof. Keleş, bu soruyu da “doğal ve kültürel cevre bütün ögeleriyle herkesin etik sorumluluğu altındadır” diye yanıtladı. Atatürk’ün Diyarbakır’da kaldığı bir evde söylediği ve şimdi o evin duvarında bir levha halinde bulunan “Bu şehrin tarihi kimliğini koruyun, avlulu evleri tahrip etmeyin…” yolundaki sözlerini hatırlatan Prof. Keleş, “Nutuk”ta da “Uluslar işgal ettikleri arazilerden bütün beşeriyeti de istifade ettirmek zorundadırlar” demesinden anlaşıldığı üzere, onun koruma konusunda gösterdiği duyarlığın unutulmaması gereğine dikkat çekti.
Kültürel Miras ve Kentsel Kimlik- Oktay EKİNCİ – Y. Mimar (TKB Genel Danışmanı)
“TKB’nin ‘Koruma 5 Yılı’ olsun istedik, bu konuda bakanlar da hızla yol alıyor” diyerek başladığı konuşmasında Birliğin 2003 hedeflerini de açıkladı. Ekinci’ye göre, Tarihi Kentler Birliği, 2003’deki çalışmaları arasında şunları hedeflemeliydi:
1 – Taşınmazlar, kamu arazileri ile takas edilmeli, kamulaştırılmalı, “tarihi koruyan yoksullaştırılmamalı”ydı… (Ekinci bu bağlamda koruma amaçlı değerlendirme yapılması ve Takas Yonetmeliği’nin uygulamaya konmasını da önerdi)
2 – Orman Bakanlığı’nın tarihi yapılarını onaranlar için özel yönetmelikle uygulamaya geçirdiği “ucuz ve hızlı ahşap tahsisi” olanağı geniş kitlelere duyurulmalı,
3 – Belediye Başkanları “apartmanlar” yerine onarılmış tarihi evlerde oturmalı, kamu hizmetleri için de çalışma yeri olarak olabildiğince eski eserler tercih edilmeli,
4 – Eski çarşı geleneğine saygı gösterilmeli, dev marketleri şehir dışına çıkaracak yasanın yürürlüğe girmesi için çalışılmalıydı,
5 – “Eğitimde kültür reformu” bağlamında çalışma yapılıp, müfredata “kültür”ün en geniş biçimiyle sokulması,
6 – Büyük baraj inşaatı, barajların konumu ve genel olarak Türkiye’nin enerji politiklarının yeniden gözden geçirilmesi…
Tarihi Kentler Birliği ve Mimarlar Odası- Yücel GÜRSEL – Y. Mimar (Mimarlar Odası Genel Başkanı)
Gürsel, Mimarlar Odası’nın sivil toplum örgütlenmelerini hızlandıran bir kuruluş olduğunu belirterek, batı kentlerinde de küreselleşme ve yabancılaşmadan kaynaklanan “kültürel bir kriz” olduğunu, bu yüzden Oda’nın “yanlışlardan hareket ederek doğruya varmaya çalıştığını” söyledi. Gürsel, 2005 Temmuz’unda Uluslararası Mimarlar Odası’nın kongresinin İstanbul’da yapılacağını, bunun için içerik zenginliği bakımından, her kentin kendi kültürünü “rehber/ kitap” haline getirmesinin iyi olacağını belirtti. Gürsel’e göre, aynı zamanda bunlar görsel sokak sergilerine dönüştürülebilir ve bunun adına da “Kentleri Kutsama” denilebilirdi…
Gürsel, UNESCO’nun “kalkınma, kültür ve demokrasi” üçlemesine bir gönderme yaparak, “bizim tarihi kentlerimizi korumamız demek, onların gelecegini de yeniden belirlememiz demektir” dedi ve kamu ihale bedelerininin bir kısmının korumaya ayrılması, “ara belediye” kavramının yaygınlaştırılması gibi önerilerde bulundu.
Tarihi Kentler Birliği ve Vakıflar Genel Müdürlüğü – Nurettin YARDIMCI – Dr. Arkeolog (Eski Vakıflar Genel Müdürü)
“Onarımlar için hiç yeterli paramız olmamıştı, ama çözüm yolları bulduk, örneğin camilere yerel dernekler ve bireylerle birlikte fon bulduk” diyen Nurettin Yardımcı, “Restore et-İşlet-Devret” yöntemiyle 188 projeye fon yaratıldığını belirtti. “80’lerin pasif anlayışı içindeki çekingen yerel yöneticiler”in, şimdi valiler ve belediye başkanları olarak adeta bir “seferberlik haline” geçtiğini belirten Yardımcı, Tarihi Kentler Birliği’nin “bir dönüm noktası olarak kültür tarihine mührünü vurduğunu” söyledi.
Tarihi Kentler Birliği ve Kültür Bakanlığı Nadir Avcı, (Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü)
Avcı, Ekinci’nin konuşmasına gönderme yaparak, devletin vatandaşın mülkiyetindeki tarihi mirasa ilişkin olarak yapması önerilen “takas konusu parsel bazındaki arkeolojik sitlerde sorun olmamakla birlikte, 1. ve 2. derece doğal sitlerde sorun olduğu”nu söyledi. “Maliye doğal sitlerde zarara girildigini söylüyor, özellikle kilometrelerce alan doğal sit ilan edildiğinde” diyen Nadir Avcı, “kentlerin mekan algılaması icin istekli olması gerekir, kültür mirasının ekonomik kalkınma ve sosyal gelişme üzerindeki etkileri açıktır, biz de onu destekliyoruz ama herşeyden önce bir kültür envanteri yapılması zorunludur” dedi. UNESCO’nun listesinde Türkiye’den sadece 9 varlığın yer almasının, “geçmiş önemli ihmallerden biri” olduğuna dikkat çeken Avcı, “Şimdi yenilerinin listelenmesi için 20-30 kalemn varlık için aynı anda başvurduğumuzda, UNESCO ‘sırada bekleyen bir sürü ülke var, azar azar listeletin’ diyor” dedi.
Tarihi Kentler Birliği ve İçişleri Bakanlığı – Kayhan KAVAS (Mahalli İdareler Genel Müdürü)
“İçinde bulunduğumuz şu binanın ihtişamını hiç hissediyor musunuz? Ben ediyorum ve öğle tatilinde binayı dolaştığımda, Atatürk burası için söylediği; “Buradan ayrılmak istemiyorum, yapanların eline sağlık” sözlerini gördüm bir duvarda. Bu bina bana huzur veriyor. Bugüne kadar sağıklı biçimde gelebildiği için. “İşte bu yüzden koruma sadece mimarlara bırakılmayacak kadar önemlidir” diyen Kavas, “koruma hizmetinin devletin değil, yerelin görevi” olduğunu, bu nedenle vatandaşın elindeki tarihi ve kültürel mirasın kamulaştırılmasından yana olmadığını, vatandaş, isteyip de onaramıyorsa “tek çare kamulaştırma” yaklaşımı yerine ona kredi açmanın yollarını bulmak gerektiğini söyledi. “Niye tüm varlıkları devletin elinde toplayalım?” diyen Kavas, yerel yönetimler yasa tasarısında ele alınan ilkelerin yerele bakış açısından bir tür “anayasa” sayıldığını, bu ilkelerin Acil Eylem Planı’na da yansıması gerektiğini belirtti.
Kavas, “Ben burada hep aynı yüzleri görüyorum, artık yeni yüzler de görmeyi diliyorum. Önemli olan arkadan gelenlerin hocalarımızın öncülüğünde esen bu rüzgarları doğru yelkenlere doldurmalarıdır, onların rüzgarını yeterince yelkenlerimize dolduruyor muyuz? O zaman doğru yoldayız işte!” dedi…
Tarihi Kentler Birliği ve Orman Bakanlığı Eşref Girgin (Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı)
Girgin, “Bu toplantının burada olması çok önemlidir. Bu kent hafızası demektir. Kent hafızası, ulusun hafızasıdır, doğanın ve kültürün hafızasıdır. Doğa olmadan kültür ve tarihten nasıl söz edilebilir? İşte Osman Gazi’nin salıncağının sallandığı ağaçlar! O ağaçlar sekiz şehzadenin sallandığına tanıklık etmişlerdi… Osmanlı yapılarını ahşapla taşı barıstırarak yaptı. Doğa kültürümüzün ayrılmaz bir parçası. Bu nedenle, 22 Nisan Dünya Günü haftasında egemenlik, doğa ve kültürü da kucaklayacak bir etkinlikler dizisi düşünmeli ve gündeme alınmalıdır” dedi.