“Önce ilkeler…”
Erdoğan Bilenser- Bursa B. Belediye Bşk./Türkiye Tarihi Kentler Birliği Bşk.
“Tarihi kentlerin korunmasının daha çok yerel yönetimlerin sorumlulugunda olduğunu belirten 3 yıl önceki kuruluş toplantımızdan bugünlere çok yol alındı… Bu sonuçlar, bu toplantıda da yine kuruluştaki gibi Bursa’da değerlendiriliyor şimdi… Koruma için temel koşul, etkinliklerin tüm sahipleriyle işbirliği içinde ve güçlerin birleştirilmesi yoluyla olmasıdır. Bu da yetmez, sorumluluk ve yeteneklerin de birleştirilmesi de gerekir…Yönetişim denen şeyin Anadolu kültüründe de yeri var: “IMECE”…
…Birinci ilkemiz; “TARAFSIZLIK”TIR: Tarihi Kentler Birliği kuruluşundan bu yana hiçbir şekilde herhangi bir siyasi partiye özellikle yakın olmamayı temel ilke edinmiştir. Amaç ve hedefleme ulaşmak için toplumun her kesimini eşit bir şekilde kucaklayarak ortak amaçta güç birliği yapmaya çalışmaktadır.
Buna bağlı ikinci ilkemiz ise “İŞBİRLİĞİ”dir: Çalışmalar, bütüncül bir yaklaşımla aynı amaçla çalışan kamu kurumu, oda, dernek ile sivil toplum kuruluşları ve ilgili tüm taraflarla işbirliği içinde koordineli olarak yürütülmektedir. İşte bu heyecan içinde yeni bir buluşmamızı daha başlatırken, başta yurt dışından gelen konuklarımız ve değerli hükümet üyelerimiz olmak üzere; tüm katılımcılara tekrar hoş geldiniz diyor, toplantılarımızın başarılı geçmesini diliyorum.”
Bilenser konuşmasının tam metni için bkz. Bursa Belediyesi Haber No:141
“50 yıllık mücadele…”
Prof. Dr. Metin Sözen, ÇEKÜL Vakfı Başkanı/ TKB Danışma Kurulu Başkanı
Bu bina Bursa tarihinde olduğu kadar, koruma ve TKB tarihinde de önemli bir yer tutar. İnsanlar gibi toplumlar ve mekanların da bir yaşam süreci vardır. Günün süpürücü ortamından sıyrılan binalar tarihin tanığıdırlar. 2,5 yıl önce Birliği kurarken de bu binada idik. Bu toplantı bir başlangıcın ikinci evresidir. Adına ´buluşma´ dedik çünkü, ´Buluşma´ kuru kuruya ve gözünü kaçırarak el sıkışma değildir, daha fazla bir şeydir… Önce ´Buluşma´dır, sonra ´sağlıklı yürüyüş´ ve yürürken ´içeriği doğru oluşturma´dır. Dün güçlü bir şekilde kurduğumuz bu işi bugün farklı anlatmak zorundayız. Türkiye´nin ekonomik sıkıntıları bir gün düzelecektir ama esas olan korumak için kurduğumuz kültürün UNESCO tarafından da gereğince farkedilmesidir. Biz bu bağlamda güçlüyüz.
…UNESCO’cular! Önünüze konan dosyaların içeriği önemlidir. Zaten UNESCO, ICOMOS, BM buraya boşuna gelmiyor bu yüzden Avrupa Konseyi “Geleceğimiz İçin Geçmişimiz” dedi. Biz o yıl (1975) Safranbolu’yu Dünya Mirası listesine aldırdık. Oradan yanan ateş önemliydi. 1985’te bu salonda “Tarih İçinde Bursa ‘85”i konuştuk. Şimdi bu toplantı için buradayız. Sonuçta buraya, bu büyüklüğe 50 yıllık mücadelenin sonunda gelindi. Yarın üye sayımızı 115’e çıkaracağız. 2,5 yıl çok önemli çünkü onun arkası 50 yıllık özveriden geliyor, bir sürü yanlış yapılarak da gelinse, 50. yıla emek verenleri kutluyorum”…
“Gördüklerim çok profesyonelce!”
Dr. Louis ROPPE, Avrupa Tarihi Kentler Birliği Başkanı
“Teşekkür ediyorum! Birkaç sebepten…
1-Teşekkür ediyorum çünkü ben Belçikalı´yım ve bize Eurovision’da puan verdiniz 2. sıraya çıktık…
2- Biz 1999’da Avrupa Konseyi tarafından kurulduk, genciz daha . Siz 12. üyemizsiniz ve toplam 13 ulusal birlik bize üye, ama sizdeki güçlü gelişme dahil, şimde 1000 tarihi şehir var birliğimizin çatısı altında…
EAHT (Avrupa Tarihi Kentler Birliği) birkaç araştırma yaptırdı Biri Rusya´da, Kazan´da, diğeri İngiltere´de. Kültürel çeşitlilik hakkında. Kazan bildirgesi tarihi kentlerin sürekli ve dengeli yönetiminin önemini vurguladı. Kentlerin gelişerek kendini yenilemesinin de. Sonuç olarak kültürel mirası farklı alanlarda ve özellikle sosyal-ekonomik-çevresel bakımdan koruma çok önemli. Ama burada gördüklerimin çok profesyonelce olduğunu söyleyebilirim. Bu değerli deneyleri paylaşmaktan da çok mutluyum, Toplantıya başarılar diliyorum”.
“Uluslararası platformlara taşınma zorunluğu…”
Dr. Şander Gürbüz, Elçi, Çok Taraflı Kültür İşleri Gn.Md.Yrd.
“Kültür Mirasının korunmasının uluslararası platformlara taşınması önemli. Çünkü mirasa artık tüm dünyanın evrensel bir bakış açısıyla, evrensel ölçütlerle bakılıyor.
Şu anda dünyada 730 adet, Türkiye´de 9 adet kültürel varlık dünya mirası listesinde bulunuyor. Oysa Türkiye´de 6400 sit alanı var Istanbul hariç. İstanbul dahil, 20 bin tescilli varlık var.” Dr. Gürbüz, Türkiye´nin de imzaladığı uluslararası antlaşmalara gönderme yaptı ve TKB´ni kutlayarak, “Dış İşleri olarak her türlü işbirliğine hazırız!” dedi.
Barış ve sevgi…
Oğuz Kağan Köksal, Bursa Valisi
“Bu toplantı bir milat oluşturacak. Aslında tarihi kentlerin korunması Türkiye’den başlamalıydı. Ve de dalga dalga buradan yayılmalıydı. Yola çıkmak önemli aslında tabii, sivil toplum örgütleri de o yola çıkışı işini halletmişler, ben de onlara izninizle teşekkür edeyim… Baksanıza salonlar nasıl doluyor!!
Kuru koruma olmaz! TKB birtakım projeler geliştirip yerel yönetimleri harekete geçirmiş… Artık savaş da olmasın, insanlar bu dünyadan geçerken kültürlerini bırakıyorlar sonra onlar birleşip milletlerin kültürel mirası oluyor zaten… Bu olurken barışın sevgi yumağı içinde olsun…”
“Avrupa Konseyi 25 yıldan fazladır bir şeyler yapmak istiyor ama önemli olan ne yapıldığıdır, ne konuşulduğu değil…
Wolfdietrich ELBERT, Avrupa Konseyi Kültürel Pol. ve Politik Hizm. ve Faaliyetler Dairesi.Bşk.Yrd.
“Bursa evrensel kültürel uygarlığımızı yaratanlardan biri… Buraya gelmekten çok mutluyum. Avrupa mirası Türk mimarisine katkıda bulunmuştur. Bugünü ve geleceği biçimlendiren bir kültür politikası pratik olmalıdır. Etkin olmak içinse somut olması gerekir… Bu bağlamda, 1-Turizm 2- Kent iyileştirilmesi 3- İleriye dönük kalkınma stratejilerinde öncelikleri doğru belirlemelidir. Kültürel mirasın korunması konusunda imzalanan Çerçeve Anlaşması’nın amacı, koruma yöntemleir konusunda üzerinde bir uzlaşmaya varılan bir ortak yöntem belirlenmesidir. Kültür mirasını herkes tarafından erişilebilir kılmak, kültürler arası iletişim çatışmalarının kaldırılması da amaçlardan bazılarıdır. Ancak bu anlaşmaların işe yaraması için devletlerin toplumdaki tüm ilgili tarafları işin içine katarak sözlerini sonuna kadar tutması önemlidir.
Avrupa Konseyi 25 yıldan fazladır bir şeyler yapmak istiyor ama önemli olan ne yapıldığıdır, ne konuşulduğu değil… Bu forum harekete geçme yetkisine sahiptir bence… Bu arada “evrim”/”uygulama” deyiminin moda bir deyim, oysa somut adımlara gerçekten ihtiyacımız olduğunu eklemeliyim. Yetkilileri harekete geçirmek gerek. Seçimden sonra yöneticilerin yardıma ihtiyacı var ve bu kuruluş da bunu yapmak için sonsuz imkana sahip…”
“Tek düzelik insan yaratıcılığını zayıflatır.”
Bozkurt Aran, Büyükelçi, UNESCO Nezdindeki Türkiye Daimi Temsilcisi
“Türkiye tarihin ilk dönemlerinden beri birçok ulusa kucak açmıştır. Birliği meydana getiren belediyeler ve stk’lar kentlerin şahsiyetinin korunması, koruma bilincinin yaygınlaştırması ve bütün bunların sürdürülebilirliğini amaçlamaktadır. Tek düzelik insan yaratıcılığını zayıflatır. Tarihi mirasın önemsenmesi ve ileriye aktarılması yaratıcılığı arttırır ve toplumlar için yaşamsaldır. Bu yüzden TKB’ye takdirlerimi bir kez daha sunmak istiyorum. Unesco insanların zihninde barışı oluşturmak için savaş sonrası Türkiye‘nin de katılımıyla kurulmuştur. Türkiye’de Unesco’nun Dünya Mirası Listesi’nden 9 eser vardır. Bu eserlerin korunması gelecek kuşaklara aktarılması Unesco’nun sorumluluğu altında geliştirilecek programlarla olacaktır.”
“TKB artık gıpta ile bakılan bir stk durumuna gelmiştir.”
Abdülkadir Aksu, İç İşleri Bakanı
“Tarihi kentlerin önünde gelen yeşil Bursa´mızda bu toplantıya katılmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Toplumsal hoşgörünün en büyük göstergesi hangi milletin eseri olduğuna bakılmaksızın tarihi mirasa sahip çıkılmasıdır. İnsanlar artık birbirlerinin heyecanlarından duygularından habersiz değildir. İnsanlar artık birbirlerini daha yakından tanımakta, ülkeler arasındaki ilişkiler daha sağlamlaşmaktadır. Eski dünya denile,n üstünde yaşadığımız Anadolu toprakları bu anlamda ender değerlere sahip bir yerdir. Uluslararası koruma ve sahiplenme bilinci artarak gelişmektedir. Nasıl ülkemizdeki değerlere sahip çıkıyorsak Mısır’daki Hindistan’daki ve diğer coğrafyalardaki kültürel mirasa da sahip çıkılmalıdır. İşte bu yüzden kurulan TKB artık gıpta ile bakılan bir stk durumuna gelmiştir. Birliğin üçüncü yılının kutlandığı bu toplantıda uluslar arası katılımcıların varlığı ve bu kurumların desteği çok büyük önem arz etmektedir. Mirasın korunmasınsa stk´lara yerel yönetimlere ve halka büyük görevler düşmektedir. Şimdiye kadar merkeziyetçi bir bakış açısıyla bu görevleri Ankara’dan yürütmeye çalıştık. Ama hep birlikte gördük ki, yerele dayanmayan halkın ve stk´ların katılmadığı karar ve uygulamalar sonuç vermiyor.
Hükümetimizce hazırlanan Mahalli İdareler Yasasıyla yukarıda bahsettiğim görev ve yetkiler mahalli yönetimlere aktarılacaktır. Böylece yerel demokrasi gelişecektir. Turizm potansiyelimizin temel kaynağı kültür ve doğal mirasımızdır. Bu değerlere sahip çıkılmaması sonucunda sadece gelecek kuşaklara kötü bir coğrafya bırakmakla kalmayıp turizme de zarar verebiliriz…”
Özel sektör de katkıda bulunsun…
Bülent Arınç, TBMM Başkanı
“TKB’nin toplantısında sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Burada konuşulanlardan film gösterisinde ve programın içeriğinden de anlıyorum ki, bu üç yılda çok önemli işler yapılmış. Tarih ve kültür mirasımızın korunması ve tanıtılması çok önemlidir. İbni Haldun´un söylediği gibi ´kentler de insanlar kadar önemlidir´. Şehir hayatını iyi bilenler, o şehirlerin nefes alışlarını hissedebilirler. Safranbolu evleri ne kadar güzelse Anadolu’nun diğer yörelerindeki evler ve kentlerde en az Safranbolu’daki kadar güzeldir, farklı özellikler taşırlar. …Prof.Dr. Metin Sözen’in danışmanlığı döneminde TBMM Milli Saraylar yönetimi korumada etkin rol üstlenmişti. TBMM kaynak yaratabildiğine göre, varlıklı kesimin de bu konuya somut destek vermesi gerekir. Nitekim, TBMM 1 trilyon kaynak yaratmıştır. Böylece Bursa´da bugün TBMM tarafından onarılan Hünkar Köşü´nün de açılışını yapacağız… İslam felsefesinde de kentlerde yaşamak tavsiye edilmiştir. Türkiye vakıf medeniyetinin yaşadığı bir ülke. Ama o kadar çok ki tamire muhtaç eser, Türkiye’nin bunları onarmaya bütçesi yetmez. Bu yüzden STK’ların, zenginlerin katkısı şart.
Bu güzide topluluktan da önemli kararlar çıkmasını bekliyorum, ama önemli olan elbette bu kararların uygulamaya dönüşmesidir.”