10-12 Haziran 2008 tarihlerinde Türkiye’nin Konya şehrinde 11.Dünya Tarihi Şehirler Konferansı için bir araya gelen belediye başkanları, yöneticiler ve temsilciler bildirmektedir:
Özellikle günümüz dünyasındaki doğal afetler, çevresel tehlikeler, küreselleşme süreci, politik ve ekonomik çatışmalar nedeniyle, tarihi şehirlerimize tecrübe kazandırılması, bu şehirlerin şartlarının iyileştirilmesi, canlandırılması ve kültürel sürekliliğin sağlanması için, kültürel mirası daha itinalı, dikkatli ve önem atfederek düşünmemiz gerekmektedir.
İmar edilen ile birlikte doğal kültürel mirasımız daha kaliteli kent yaşamı için vazgeçilmez bir varlık, ilham kaynağı ve kentsel değişimlerin ana unsurudur. Tarihi Şehirler Birliği’ne üye her bir şehir kültürel coğrafyası, fiziki sınırları ve mesafeleri ne olursa olsun, kimlik, yaşayan miras ve kültürel çeşitlilik bakımından eşsiz bir konuma sahiptir. Bizler bu kültürel çeşitliliğin zenginleştirici yanını biliyor, kültürler arası iletişimin ortak dünya mirasını oluşturmadaki öncelikli yerini ve önemini destekliyoruz. Küresel ile yerel arasındaki çelişkinin ortadan kaldırılmasının ancak her bir şehre has hususların anlaşılması; ilgili kültürel, politik, ekonomik, doğal ve fiziki süreçlerin yorumlanmasıyla mümkün olduğunun farkındayız.
11.Dünya Tarihi Şehirler Konferansı bize yaşayan, somut olmayan kültürel mirasın yaşam kalitesini arttırma ve kültürel devamlılığını sağlamada ne kadar hayati bir önem taşıdığını hatırlatmaktadır. Tarihi şehirlerimizi, eşsiz kültürel değerlerini koruyarak, mevcut durumları yeni şartlara adapte ederek, çağdaş kullanımlara uygun hale getirerek, uyumsuz özellikleri eleyerek geleceğe nasıl taşıyacağımızı sorgulamaya/sormaya, kısa ve uzun vadeli karar ve uygulamalarımızla cevap aramaya devam edeceğiz.
Dünya Tarihi Şehirler Birliği üye şehirleri olarak bizler tarihi şehirlerdeki kültürel sürekliliği sağlamak için farklı kültürler ile somut ve soyut kültürel miras arasındaki dengeleri korumak adına daha çok çalışmayı vaat ediyoruz. Şehir yöneticileri olarak karşılıklı işbirliği yapmak, ortak doğal ve sonradan imar edilen mirasımızı korumak adına üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğimizi, imkan dahilinde olan en uygun araçları kullanacağımızı bildiriyoruz.
Bu kararı gerçekleştirebilmek, kültürel sürdürülebilirliği sağlamak için tarihi şehirlerle ilişkili ve sorumluluk duyan kurum ve kuruluşları, kişi ve grupları, yani karar üretenleri, akademisyenleri, araştırmacıları, sivil toplum kuruluşlarını, özel sektörü ve elbette halkı ‘kültürel yönetişim’ çatısı altında birleşmeye davet ediyoruz.